Sakura Psikoloji olarak hizmet verdiğimiz alanlar: Oyun Terapisi, Oyun Atölyeleri, Bireysel Terapi, Çift Terapisi, Ebeveyn ve Aile Danışmanlığı, Öğrenme Güçlüğü, Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite, Kurumsal Danışmanlık.
İletişime GeçinDil ve konuşma bireylerin kendilerini ifade etme, iletişim kurma ve sosyal hayatı paylaşmalarındaki en önemli araçlardandır. Birey doğumundan itibaren çevresinde olan biteni anlamaya, istek ve ihtiyaçlarını ifade etmeye çalışırken dili kullanır. Dil, sözlü olan ve olmayan, kültürle de bağlı çok geniş bir kapsama sahip bir kavramdır. Konuşma ise dilden kesin sınırlarla ayrılamayan ancak dil ile bağlantılı bir parçayı oluşturmaktadır.
Dil ve konuşma gelişimi zihinsel, fiziksel ve duygusal gelişimden bağımsız değildir. Bu alanlardan herhangi birinde yaşanan bir güçlük, dil ve konuşmayı olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Dil ve konuşma güçlüklerini ortaya çıkaran nedenler arasında, zihinsel yetersizlik, işitme kaybı, gelişimsel gecikmeler, bazı cerrahi girişimler sonrası sorunlar, beyin hasarları, yarık damak/dudak gibi yapısal bozukluklar, serebral palsi gibi kasları etkileyen hastalıklar, sesin yanlış kullanımı vb. pek çok neden sayılabilir.
Konuşma seslerinin ve dile ait ses birimlerin beklenenden farklı olarak sesletimi (b,p,m,t,d,n,k,g,h,f,v,c,ç,j,ş,s,z,l,r,y) sessizlerinin yanlış üretimi ya da karıştırılmasıdır.
Konuşmada beklenenden farklı hız, ritim gözlenmesi, ses, hece, sözcük ya da sözcük öbeği tekrarları, uzatmalar veya bloklar biçiminde konuşma akışının kesintiye uğramasıdır. Bunlara aşırı gerginlik, çabalama davranışları ve ikincil davranışlar eşlik edebilir. En yaygın olanı Kekemeliktir.
Bireyin yaşına ve cinsiyetine uygun olmayan ses üretimi ve/veya ses kalitesinin, perde (ton), şiddet, rezonans, ve/veya süre gibi özelliklerinde ortaya çıkan bozukluklardır.
Konuşma, yazı ve/veya diğer sembol sistemlerinin alıcı veya ifade edici boyutlarında dilin biçim bilgisi, söz dizim, anlam bilgisi, edim bilgisi/kullanım bilgisi alt sistemlerini kapsayan bozukluklardır. Bu bozukluklar doğuştan veya bebeklik/çocukluk çağında ortaya çıkan gelişimsel nitelik taşırlar.
Bu bozukluklar dil kazanıldıktan sonra çoğunlukla ergenlik döneminde ya da yetişkin yaşlarda herhangi bir nedenle dil ve konuşmanın kaybı biçiminde görülür.
Konuşma, yazı ve/veya diğer sembol sistemlerinin alıcı veya ifade edici boyutlarında dilin biçim bilgisi, söz dizim, anlam bilgisi, edim bilgisi/kullanım bilgisi alt sistemlerini kapsayan bozukluklardır. Bu bozukluklar doğuştan veya bebeklik/çocukluk çağında ortaya çıkan gelişimsel nitelik taşırlar.
1. Sesletim (artikülasyon) ve ses bilgisel farkındalık (fonolojik) becerilerini geliştirmeleri,
2. Günlük iletişimde konuşma hızını ve ritmini işlevsel ve akıcı bir şekilde kullanmaları,
3. Sesini kalite, perde, şiddet, rezonans, ve/veya süre gibi özellikler yönünden yaşına ve cinsiyetine uygun olarak kullanmaları,
4. Alıcı ve ifade edici dil becerilerini geliştirmeleri,
5. Okuma- yazma becerilerini geliştirmeleri ve
6. Günlük iletişimde alternatif ve destekleyici iletişim yöntemlerini kullanmaları beklenmektedir.
Diş, dil, damak, boğaz ve ses bantlarında varolan problemler çocukta konuşma problemleri oluşturabileceği gibi, çocuğun dilini doğru şekilde ve doğru yere konumlandıramamasından da kaynaklı konuşma problemleri oluşabilmektedir.
Sinir, kas sağlığı ve aralarındaki eş güdüm normal olabilir fakat çocuğun konuşmayı kazanabilmesi için motor gelişim yönünden belirli olgunluğa erişmesi gerekmektedir. Çocuk çene ve dil kaslarına hakim olup, onları kullanacak düzeye erişmeden sesleri çıkarmakta zorlanmakta bu nedenle çalışmalar esnasında öncelikle bu kasları çalıştırıcı etkinlikler yapılmaktadır.
İlk çocukluk evresinde çocuğun karşılaştığı duygusal güçlükler onun konuşma gelişimini olumsuz yönde etkilemekte ve gecikmesine neden olabilmektedir. Çocuk yaşadığı konuşma problemi nedeniyle çeşitli psikolojik sıkıntılar yaşayabilmekte, bu sıkıntılar çocuğun kendine olan güvenini etkilemekte, çevresi ile konuşmak istememesine ya da cevabını bildiği sorular karşısında “evet-hayır” gibi kısa cevaplar vermesine hatta cevap vermek yerine yalnızca başını sallamasına neden olabilmektedir. Bunun gibi problemler yaşayan çocukların ileride karşılaşacağı problemleri en aza indirgemek adına mutlaka bir konuşma bozuklukları uzmanına götürülmesi gerekmektedir.
Konuşma, karmaşık becerilerin belli bir düzen içinde kullanılmasını gerektirmektedir. Zihinsel problemler, konuşma güçlüğünün tek sebebi olarak gösterilemeyeceği gibi beraberinde getirdiği birçok problem de konuşmanın gecikmesine ya da bozuk olmasına neden olabilmektedir.
İşitme, konuşmanın temel unsurunu oluşturmakta ve konuşma ediniminden önceki dönemde, işitme sisteminde oluşan aksaklıklar dil ve konuşma gelişimini ciddi şekilde etkilemektedir. İşitme kaybında erken teşhis çok önemlidir. İşitme kaybının teşhisi ne kadar erken yaşta sağlanırsa, tedavinin ve bireyin gelişimi o kadar sağlıklı olmaktadır. Çocuğun konuşmasını geliştirebilmesi için özellikle ilk iki yıl en önemli dönemdir. Aile çocuğun büyümesini ve gelişmesini iyi takip ediyorsa işitme kaybı erken dönemde teşhis edilebilmektedir.
İşitme ve konuşma arasında sıkı bir ilişki vardır. İşitme kaybı olan ve işitme cihazı kullanan kişilerin, konuşma eğitimi için küçük yaşlardan itibaren özel eğitim desteği almaları gerekmektedir. Konuşma eğitimi alan kişiler dil gelişimleri ile birlikte sosyal hayata daha iyi uyum sağlayarak, normal konuşan bireyler ile aynı seviyeye gelebilmektedirler.
Ağır ve uzun süren hastalıklar çocuğun her türlü gelişimini yavaşlatmakta, bazen durdurmakta ve öğrenme sürecini geciktirmektedir. Boğaza yerleşmiş çeşitli mikrobik hastalıklar ve ses telleri üzerinde oluşan nodüller de sesin kısık ve boğuk çıkmasına yol açarak konuşmayı güçleştirmektedir.
Programın uygulanmasında, gösterip yaptırma model olma, drama, oyun terapisi vb. yöntem ve dil ve konuşma güçlüğünün özelliğine uygun özel terapi tekniklerine yer verilir. Konuşma gelişimine yönelik ağız-yüz motor becerilerinin geliştirilmesinde, konuşma üretiminde görev alan kas yapılarını kuvvetlendirme yöntemleri ile konuşmaya yardımcı organların düzgün ve koordineli çalışmasını sağlayacak teknikler, bozukluğun gereksinimi doğrultusunda dikkatlice uygulanmalıdır.
Çocuğunuzda dil ve konuşma problemi olduğunu düşünüyorsanız çocuğunuzun mutlaka bir konuşma bozuklukları uzmanı tarafından değerlendirilmesini sağlayınız.
1. Eğitimde kullanılan yöntemleri çocuğunuzun günlük hayatına uygulamasına yardımcı olun.
2. Çocuğunuza iyi bir model olarak doğru şekilde konuşmasını kolaylaştırın.
3. Çocuğunuzun nasıl konuştuğundan çok ne söylediğine dikkat edin. Olumlu davranışlarını pekiştirerek kendine olan güvenini kazanmasını sağlayın.
4. Çocuğunuzu konuşması konusunda yargılamayın.
5. Çocuğunuzun yapamadıklarını düzeltmeye çalışmak yerine, yapabildiklerinden yola çıkarak yapamadıklarını neden yapamadığının farkına varmasını sağlayın. Eğitimde öğrendikleri konusunda farkındalık kazandırın ve onları günlük yaşamda kullanmasını sağlayın.
6. Çocuğunuzu başka çocuklarla kıyaslamayın. Her çocuğun farklı özelliklere sahip olduğunu unutmayın.
Detaylı bilgi almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.